Sanat Terapisi Atölyeleri: Ruhsal iyileşme için yaratıcı bir yol. Sanatın gücünü keşfedin ve kendinizi ifade etmenin keyfini çıkarın.
Yaşadığımız çağın hızla değişen koşulları, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde stres ve kaygı kaynaklarını artırmaktadır. Yoğun iş temposu, sosyal ilişkilerde yaşanan zorluklar, ekonomik baskılar ve kimi zaman travmatik deneyimler, ruh sağlığımızı ve genel iyi oluş hâlimizi etkileyebilir. Bu noktada, modern psikoloji ve psikiyatri yöntemlerine ek olarak sanat terapisi olarak bilinen terapi yaklaşımı giderek daha fazla ilgi çekmektedir. Özellikle sanat terapisi atölyeleri, her yaş ve meslek grubundan insanın yaratıcı üretimle kendini ifade etmesini, iç dünyasını keşfetmesini ve duygusal rahatlama sağlamasını mümkün kılan iyileştirici ve güçlendirici bir alan sunar.
Yaklaşık 2000 kelimelik bu makalede, sanat terapisi kavramını, terapi atölyelerinin nasıl işlediğini, katılımcılara sağladığı faydaları ve Türkiye’deki uygulama örneklerini kapsamlı bir biçimde ele alacağız. Makale boyunca, sanat terapisi atölyelerinin hangi yöntemlerle yürütüldüğünü, kimlerin katılabileceğini ve bu sürecin insana nasıl bir dönüşüm ve şifa sunduğunu göreceksiniz. Ayrıca, özellikle dijital çağda sanat terapisi atölyelerinin nasıl şekillendiğini ve gelecekte bizi bekleyen yenilikleri de inceleme fırsatı bulacağız.
Sanat Terapisi Nedir?
Sanat terapisi, kişinin duygu ve düşüncelerini sanat yoluyla ifade etmesine yardımcı olan, psikoterapötik bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, resim, heykel, müzik, drama, dans, fotoğraf veya kolaj gibi çeşitli sanat formlarını araç olarak kullanır. Sanat terapistleri, katılımcıların sanatsal üretim esnasında deneyimledikleri duygular, semboller ve temalar üzerinden bir tür içgörü oluşturmasına ve duygusal rahatlama sağlamasına destek olur. Yaklaşık yarım asırlık bir geçmişe sahip olan bu yöntem, günümüzde hem klinik ortamlarda hem de atölye çalışmaları şeklinde uygulanmaktadır.
Sanat terapisi, “sanatsal beceri gerektiren bir uğraş” olarak düşünülmemelidir. Burada önemli olan eserlerin estetik değeri veya teknik mükemmelliği değil, yaratıcı sürece aktif katılımdır. Duyguları dile getirmekte zorlanan, kendini sözle ifade etmede sıkıntı yaşayan veya travma gibi derin konuları konuşurken çekince duyan bireyler için sanat, güvenli ve dönüştürücü bir yol sunar. Zira renkler, formlar, çizgiler ve imgeler, kelimelerin ifade etmekte yetersiz kaldığı hisleri yüzeye çıkarmada oldukça etkilidir.
Sanat terapisi; ruh sağlığı uzmanları, psikologlar, psikiyatristler ve lisanslı sanat terapistleri tarafından uygulanır. Bu uygulamaların temel amacı, kişinin öz farkındalığını artırmak, duygusal dengesini desteklemek, problem çözme yeteneklerini güçlendirmek ve kendini gerçekleştirme sürecine katkı sunmaktır. Dolayısıyla sanat terapisi, sadece bir sanatsal etkinlik değil, aynı zamanda bilimsel temellere dayanan, kanıta dayalı bir terapi biçimidir.
Sanat Terapisi Atölyelerinin Temel Prensipleri
Sanat terapisi atölyeleri, terapötik bir çerçeve içerisinde gerçekleşir. Bu atölyelerde her şeyden önce gizlilik, saygı ve yargılamadan uzak bir ortam oluşturmak esastır. İşte sanat terapisi atölyelerinin belli başlı temel prensipleri:
- Güvenli Ortam Yaratma
Katılımcıların kendilerini rahat ve güvende hissetmesi, sanat terapisi atölyelerinde bir ön koşuldur. Gruplara ya da bireysel seanslara katılan kişilerin kişisel paylaşımlarına ve eserlerine saygı duyulur, bu paylaşımlar diğer katılımcılarla izin dâhilinde paylaşılır. - Yaratıcılığı Teşvik Etme
Katılımcıların herhangi bir sanatsal beceri düzeyi veya deneyimi gözetmeksizin özgürce üretim yapmasına izin verilir. “Yanlış” veya “doğru” eser yoktur; önemli olan kişinin içinden geleni özgün şekilde dışavurmasıdır. - Duygusal Destek ve Rehberlik
Sanat terapisti veya atölye lideri, katılımcıların üretim sürecinde onlara rehberlik eder. Duygusal zorluklar veya açığa çıkan travmatik anılar karşısında destek sağlar, gerekirse profesyonel yardım kanallarına yönlendirir. - Kapsayıcılık ve Etik Yaklaşım
Sanat terapisi atölyeleri, her yaştan, cinsiyetten, etnik kökenden, meslekten veya engel durumundan katılımcıya açık olabilir. Önemli olan, herkesin aynı derecede söz hakkına ve ifade özgürlüğüne sahip olmasıdır. - Kuramsal Dayanak
Sanat terapisi, psikodinamik, bilişsel-davranışçı veya varoluşçu psikoterapi yaklaşımlarıyla da birleşebilir. Atölyenin temasına veya terapistin uzmanlık alanına göre kuramsal çerçeve değişebilir. Bu sayede sanat terapisi, kişinin bütünsel iyiliğini hedefleyen bir yapı kazanır.
Bu prensipler doğrultusunda düzenlenen sanat terapisi atölyeleri, kişilere hem kendilerini ifade etme fırsatı sunar hem de içsel dönüşümlerini destekler. Sürecin sonunda ise katılımcıların yalnızca ruhsal durumlarında değil, iletişim becerilerinde, öz farkındalık düzeylerinde ve yaratıcılık algılarında da belirgin değişimler gözlemlenebilir.
Sanat Terapisi Yöntemleri ve Uygulama Alanları
Sanat terapisi, çeşitli sanatsal disiplinleri kullanarak uygulanabilir. Atölye lideri veya terapist, katılımcıların ihtiyacına göre aşağıdaki yöntemlerden birini ya da birkaçını birlikte kullanabilir:
- Resim ve Çizim
Farklı boya malzemeleri, pastel veya kuru kalemler kullanarak kağıt üzerine içsel imgeleri aktarmak bu yöntemin özünü oluşturur. Renkler ve semboller, kişinin bilinçdışı dünyası hakkında ipuçları sunar. - Heykel ve Seramik
Kil, çamur veya farklı heykel malzemeleriyle çalışmak, üç boyutlu düşünme ve duyguları “şekillendirme” becerisini ortaya çıkarır. Öfke, acı, korku gibi duyguların malzemeyle bütünleşmesi, sembolik bir dışavurumu kolaylaştırır. - Dans ve Hareket Terapisi
Beden hareketleri, dans figürleri ve ritimler aracılığıyla duyguların bedensel ifadesine imkân tanır. Duyguların enerjisini bedensel hareketlerle dışa vurmak, katılımcıların beden farkındalığını artırarak stres ve gerginliği azaltır. - Müzik Terapisi
Müzik dinleme, enstrüman çalma veya ritim çalışmaları gibi unsurları içerir. Müzik, duyguların aktarımını kolaylaştıran güçlü bir araçtır ve bireyde zihinsel ve duygusal rahatlama sağlar. - Drama ve Rol Yapma
Tiyatro, skeç, doğaçlama gibi canlandırma yöntemlerini kullanarak kişi, kendi duygularını veya yaşanmış deneyimlerini sahnede ifade edebilir. Grup dinamiği, ortak katılım ve “kendini başkasının yerine koyma” becerisi bu yöntemle gelişir. - Fotoğraf ve Kolaj
Var olan görsellerin ya da çekilen fotoğrafların düzenlenmesiyle oluşturulan kolaj çalışmaları, kişinin geçmiş ve bugünle ilgili bakış açısını yansıtabilir. Hatta bazen eski aile fotoğrafları, kişinin kimliğine dair yeniden kurgular yapmasına yardımcı olabilir.
Uygulama alanları ise oldukça geniştir. Hastanelerin psikiyatri servislerinden, okullardaki rehberlik programlarına, toplum merkezlerinden, kurumsal şirketlerin stres yönetimi faaliyetlerine kadar pek çok yerde sanat terapisi atölyeleri düzenlenebilir. Travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozuklukları, depresyon, kronik hastalıklarla mücadele, yeme bozuklukları veya sosyal fobi gibi konularda da sanat terapisi destekleyici bir yöntem olarak kullanılabilir.
Sanat Terapisi Atölyesi Süreci: Aşamalar ve Yöntemler
Bir sanat terapisi atölyesi, katılımcının gereksinimlerine ve atölye liderinin yöntemine bağlı olarak değişiklik gösterse de, genel hatlarıyla şu aşamaları içerir:
- Tanışma ve Isınma Egzersizleri
Atölye sürecinin başında, grup üyeleri (eğer bu bir grup atölyesiyse) birbirini tanır ve basit ısınma egzersizleriyle kendilerini rahatlatır. Örneğin, herkesin sırayla adını söyleyerek bir çizgi veya renk seçmesi gibi küçük egzersizler yapılabilir. - Proje veya Tema Belirleme
Bazı atölyelerde, terapist belirli bir temayla (örneğin, “içimdeki çocuk”, “hayallerim ve korkularım”, “güç ve zayıflık” vb.) katılımcıları yönlendirir. Diğer atölyelerde ise özgür çalışma esas alınır ve herkes kendi içinden gelen temayı seçer. - Sanatsal Üretim Evresi
Katılımcılar, tercih ettikleri veya atölye liderinin sunduğu malzemelerle çalışmaya başlar. Bu aşamada terapist, sürece eşlik eder ancak katılımcıların özgür irade ve yaratıcılıklarına müdahale etmez. Sessizlik veya rahatlatıcı müzik, atölyenin atmosferini destekleyebilir. - Paylaşım ve Yorumlama
Eserler tamamlandıktan sonra, katılımcılar isteğe bağlı olarak çalışmalarını gruba sunar. Hangi renkleri neden seçtiklerini, figürlerin veya şekillerin kendileri için ne ifade ettiğini paylaşabilirler. Bu paylaşım süreci, duygusal bütünleşme ve farkındalık açısından oldukça önemlidir. - Değerlendirme ve Kapanış
Atölyenin sonunda, terapist veya lider, o seansta keşfedilen duygu ve düşünceleri özetleyerek katılımcılara geri bildirim verir. Gerekirse profesyonel yardım seçenekleri veya bir sonraki atölyede devam edilebilecek konular gündeme getirilir.
Bu süreçte kullanılan araçlar ve teknikler, katılımcı profilinin özelliklerine göre değiştirilebilir. Örneğin, çocuklarla düzenlenen sanat terapisi atölyelerinde masal anlatımı veya kukla oyunu da sürece eklenebilir. Yetişkinlerde ise daha sembolik çalışmalar, kişisel anlatılar veya kısa yazı alıştırmaları kullanılabilir.
Kimler Sanat Terapisi Atölyelerine Katılabilir?
Sanat terapisi atölyeleri, birçok farklı kesimden ve yaştan insanı ağırlayabilecek esnekliğe sahiptir. Aşağıda, bu atölyelere sıkça katılan grupları bulabilirsiniz:
- Çocuklar ve Ergenler
Gelişim süreçlerinde duygu düzenleme becerilerinin yeni geliştiği çocuk ve ergenler, sanat terapisi atölyelerinde oyun ve yaratıcılık üzerinden kendilerini ifade etmeyi öğrenir. Özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi konularda destek sağlayabilir. - Yetişkinler ve Genç Yetişkinler
Kariyer stresleri, ilişki sorunları, kimlik karmaşaları, yaşam geçişleri gibi durumlar, yetişkinlerde duygusal yük oluşturabilir. Sanat terapisi atölyelerinde duygusal açıdan rahatlama ve öz farkındalık geliştirme imkânı bulurlar. - Yaşlılar
Bellek problemleri veya yalnızlık hissi gibi konular, ileri yaştaki bireylerin ruh sağlığını etkileyebilir. Sanat terapisi, hafıza egzersizleri, sosyal etkileşim ve duygusal destek anlamında yaşlı katılımcılara fayda sağlar. - Engelli Bireyler
Fiziksel, zihinsel veya duyusal engelleri bulunan kişilere yönelik sanat terapisi atölyeleri, uyarlanmış malzemeler ve yöntemler aracılığıyla erişilebilir hale getirilebilir. Bu süreç, kişinin özgüven ve kendini ifade becerilerini güçlendirir. - Travma Yaşamış Bireyler
Savaş, istismar, doğal afet, kayıp, yas gibi derin travmatik deneyimleri olan kişiler, sanat terapisi atölyelerini bir rehabilitasyon ve yeniden bütünleşme ortamı olarak kullanabilir. Duyguları söze dökmenin zor olduğu durumlarda, semboller ve imgeler etkili olabilir.
Bu geniş kitleye rağmen, sanat terapisi atölyelerinin katılımcı alımı sırasında kişisel ve ruhsal durum analizi yapılması gerekebilir. Bazı ağır psikiyatrik durumlarda veya kriz anlarında, öncelikli olarak klinik müdahale ve bireysel terapi gerekebilir. Bu noktada sanat terapisi atölyeleri, ek veya destekleyici bir yöntem olarak devreye girebilir.
Türkiye’de Sanat Terapisi: Tarihçe ve Mevcut Durum
Türkiye’de sanat terapisi, psikoloji ve psikiyatri alanında görece yeni tanınan bir yaklaşım olsa da son yıllarda hem akademik çevrelerde hem de toplumsal alanda ilgi çekmektedir. Yurt dışında eğitim almış veya sanat terapisi lisansına sahip uzmanların sayısı her geçen gün artmakta, üniversitelerde bu konuya odaklanan yüksek lisans ve sertifika programları açılmaktadır.
- Resmî Kurumlar ve Hastaneler: Bazı devlet hastaneleri ve özel kliniklerde, özellikle çocuk psikiyatrisi birimlerinde resim, müzik veya drama terapisi gibi uygulamalar yapılmaktadır.
- Sivil Toplum Kuruluşları: Mülteci topluluklarına, travma yaşamış kadınlara, şiddet mağdurlarına veya dezavantajlı gruplara yönelik sanat terapisi atölyeleri düzenleyen dernek ve vakıfların sayısı artmaktadır.
- Özel Merkezler ve Danışmanlık Ofisleri: İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde, sanat terapisi yaklaşımını profesyonel olarak sunan özel merkezler bulunmaktadır. Bu merkezlerde bireysel veya grup atölyeleri organize edilir.
- Üniversite Destekli Programlar: Bazı üniversitelerin Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümleri veya Güzel Sanatlar fakülteleri, sanat terapisi dersleri açarak öğrencilere bu alanda temel bilgiler kazandırmaktadır.
Türkiye’de sanat terapisi yaklaşımının yaygınlaşmasıyla birlikte, farkındalık etkinlikleri, kongreler ve seminerler de düzenlenmeye başlamıştır. Bununla birlikte, yasal düzenlemeler ve mesleki standartların tam olarak oturmamış olması, zaman zaman terminoloji ve uygulamalarda kargaşaya yol açabilir. Uzmanlık alanlarının netleşmesi, eğitici programların yaygınlaşması ve dernekleşme faaliyetleri, sanat terapisinin ülkemizdeki gelişiminde kritik öneme sahiptir.
Sanat Terapisi Atölyelerinin Faydaları
Sanat terapisi atölyeleri, katılımcılara çok yönlü kazanımlar sunar. İşte bu kazanımlardan bazıları:
- Stres ve Kaygı Azalması
Yoğun ve rekabetçi bir yaşam temposuna sahip olan bireyler, sanatın rahatlatıcı ve arındırıcı etkisiyle stres seviyelerini düşürebilir. Boyalar, ritimler veya dans adımları, zihindeki yorgunluğu azaltmaya yardımcı olur. - Duygusal Düzenleme
Özellikle öfke, üzüntü, endişe veya korku gibi yoğun duyguları semboller yoluyla dışa vurmak, bireyin kendini daha iyi tanımasına ve duygularını düzenlemesine imkân tanır. - Öz Farkındalık ve Kendini Tanıma
Bir resimde kullandığımız renkler veya bir kolajda seçtiğimiz görseller, iç dünyamız hakkında derin ipuçları barındırabilir. Böylece kişi, aslında farkında olmadığı duygu ve düşünceleriyle yüzleşme şansı bulur. - Özgüven Gelişimi
“Ben bunu çizemem” veya “Ben müzikten anlamam” gibi önyargılar, sanat terapisi atölyelerinde yıkılır. Katılımcı, bir eseri tamamladığında elde ettiği başarı hissi öz güvenini artırır. - İletişim Becerilerini Geliştirme
Grup atölyelerinde, katılımcılar eserlerini paylaştıkça birbirlerini daha iyi tanır ve empati kurar. Böylece hem grup dinamiği güçlenir hem de kişilerarası iletişim becerileri gelişir. - Yaratıcılığı Artırma
Sanatsal süreç, beyni yeni fikirler üretmeye ve farklı açılardan düşünmeye sevk eder. Bu da kişinin problem çözme yeteneklerini güçlendirirken, günlük hayattaki yaratıcılığını da artırır. - Kapsayıcı ve Şefkatli Yaklaşım
Sanat terapisi, yargılamadan uzak, şefkatli bir yaklaşıma dayanır. Kişi hatalarıyla, geçmiş travmalarıyla veya kusurlarıyla kabul edildiğini hisseder; bu da psikolojik iyileşmeyi hızlandıran bir faktördür.
Tüm bu faydalar, sanat terapisi atölyelerinin yalnızca ruhsal veya duygusal sorunlarla baş edenlere değil, kendini geliştirmek, yaratıcılığını açığa çıkarmak veya sosyal becerilerini artırmak isteyen herkese hitap ettiğini gösterir.
Sanat Terapisi Atölyelerinde Uygulama Örnekleri
Aşağıdaki tablo, farklı amaç ve temalara göre düzenlenmiş sanat terapisi atölyelerinin örneklerine dair kısa bilgiler sunmaktadır:
Atölye Adı / Teması | Kullanılan Yöntem | Katılımcı Profili | Beklenen Kazanımlar |
---|---|---|---|
İçimdeki Renkler | Resim, pastel boya | Stresli iş yaşamına sahip yetişkinler | Duygu ifadesi, stres azaltma, öz farkındalık |
Kırılganlığı Kucaklamak | Kil çalışması (heykel, seramik) | Travma sonrası stres yaşayanlar | Öfke ve korku yönetimi, beden-nesne etkileşimi |
Hayal Panom (Vision Board) | Kolaj, dergi kupürleri | Gelecek kaygısı taşıyan ergenler | Hedef belirleme, umut duygusunu güçlendirme |
Oynuyorum, Yaşıyorum (Drama) | Tiyatro skeçleri, doğaçlama | Sosyal kaygı yaşayan gençler | İletişim becerisi, özgüven, grup dinamiği |
Ritim Atölyesi | Müzik, enstrüman denemeleri | Her yaştan, müzik deneyimi aramayanlar | Duygu deşarjı, grup uyumu, bedensel farkındalık |
Doğa ve Kendim | Doğa yürüyüşü, açık havada resim | Doğa ile temas halinde olmak isteyenler | Huzur, dinginlik, doğal malzemelerle sanat |
Bu örnekler, sanat terapisi atölyelerinin ne kadar esnek ve çeşitlendirilebilir olduğunu gösterir. Hem kapalı mekânlarda hem de açık alanda, farklı sanat malzemeleri veya farklı duyusal deneyimlerle zenginleştirilen atölyeler düzenlenebilir.
Dijital Çağda Sanat Terapisi: Online Atölyeler ve Yenilikler
Teknolojinin hızla gelişmesi, sanat terapisi alanında da yenilikçi uygulamalara kapı aralamıştır. Özellikle pandemi döneminde ortaya çıkan kısıtlamalar, online sanat terapisi atölyelerini gündeme getirmiştir. Peki, dijital ortamda sanat terapisi atölyeleri nasıl düzenlenir?
- Çevrimiçi Platformlar
Zoom, Google Meet veya özel teleterapi yazılımları üzerinden bire bir veya grup atölyeleri gerçekleştirilebilir. Katılımcılar evlerinde, kendi materyalleriyle sanatsal üretim yaparken, terapist eş zamanlı olarak sürece rehberlik eder. - Dijital Sanat Uygulamaları
Tablet veya bilgisayar üzerinden çizim yapılabilen uygulamalar, katılımcıların eserlerini paylaşmalarını ve gerçek zamanlı geribildirim almalarını kolaylaştırır. Böylece fiziksel malzemeler olmadan da yaratıcı çalışma yapılabilir. - Sanal Gerçeklik (VR) ve Artırılmış Gerçeklik (AR)
Henüz yaygınlaşma aşamasında olsa da, bazı sanat terapistleri VR ortamlarında atölyeler tasarlamaktadır. 3D nesnelerle etkileşim kurmak veya sanal bir galeride eser sergilemek, katılımcılara farklı ve derinlemesine bir deneyim sunar. - Online Paylaşım Platformları
Çalışmalar bittikten sonra, grup katılımcıları bir forum, sosyal medya grubu veya e-posta üzerinden eserlerini paylaşabilir. Bu platformlar, katılımcıların destekleyici ve dayanışmacı bir topluluk oluşturmasına yardımcı olur.
Dijital ortamın avantajlarına rağmen, yüz yüze iletişimin ve fiziksel malzemelerle çalışmanın sunduğu dokunsal deneyimin yeri ayrıdır. Dolayısıyla birçok sanat terapisi uygulayıcısı, hibrit çözümlerle hem çevrimiçi hem de yüz yüze atölyeler düzenleyerek katılımcılara farklı alternatifler sunar.
Sanat Terapisi Atölyeleriyle Dönüşüm ve İyileşme
Sanat terapisi atölyeleri, günümüz dünyasında giderek önem kazanan bir psiko-sosyal destek alanıdır. Resim, müzik, heykel, dans ve drama gibi çeşitli sanat formlarını kullanarak, bireylerin duygu ve düşüncelerini güvenle açığa çıkarmalarına olanak tanır. Bu süreçte oluşan içgörü, duygu düzenlemesi ve ruhsal iyileşme deneyimleri, yalnızca psikolojik rahatsızlıkların giderilmesi için değil, aynı zamanda bireyin yaratıcılık ve özgüven potansiyelini güçlendirmesi için de önemli bir fırsat sunar.
- Stres ve kaygı gibi duygusal zorluklarla mücadele edenler, sanat aracılığıyla bir nefes alanı bulabilir.
- Travma yaşamış veya zorlu yaşam olaylarını geride bırakmaya çalışan bireyler, semboller ve imgeler yardımıyla tekrar bütünleşme yolculuğuna başlayabilir.
- Kariyerinde veya özel hayatında tutulma hissi yaşayan herkes, sanat terapisi atölyelerinde ortaya çıkan özgür yaratım süreci sayesinde yeni ihtimalleri keşfedebilir.
Türkiye’de de bu alana ilgi duyan uzmanların artması, sanat terapisi üzerine eğitimlerin yaygınlaşması ve özellikle sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü projeler, sanat terapisi yaklaşımının toplumsal yararını gün geçtikçe artırmaktadır. Bununla birlikte, dijitalleşme ve teknolojik yenilikler sayesinde, evimizden çıkmadan bile bu atölyelere katılma olanağı doğmaktadır.
Elbette sanat terapisi, ciddi ruhsal rahatsızlıklar için tek başına bir çözüm olmayabilir; bazen psikiyatri veya psikoloji alanlarında farklı müdahalelerle birleştirilmesi gerekebilir. Ancak tamamlayıcı ve destekleyici bir yöntem olarak, sanatın gücü ve insanın doğasında var olan yaratıcı enerji, pek çok kişiye ruhsal sağlığını koruma ve geliştirme yönünde eşsiz kapılar aralayacaktır.
Son söz olarak, sanat terapisi atölyeleri, içimizdeki çocukla yeniden bağlantı kurmamıza, duygularımızı özgürce ifade etmemize ve bizi günlük hayatın karmaşasından uzaklaştırarak kendimize doğru bir yolculuğa çıkmamıza aracı olur. Bu yolculuğun her aşaması, insanın kendini keşfetmesi, kabullenmesi ve dönüşmesi için anlamlı bir adımdır. Bu yüzden sanat terapisi atölyeleri, ruhsal denge arayışında olan herkes için güçlü ve şefkatli bir rehber niteliği taşır.